Powered By Blogger

Kelaynak

Tüysüz kırmızı bir yüz ve kafa ile uzun kıvrık kırmızı bir gagaya sahiptir. Sık sık fakat daima akan sulara yakın değildir. İri, parlak, cilalı, siyah kuşlardır. Başlarında tüy olmaması nedeniyle bu adı almışlardır. İlk yumurtadan çıktıklarında yavrunun kafası ve boğazı tüylüdür. Yaşları ilerledikçe bu tüyler yok olur. Siyah tüyleri güneş ışığının farklı açılarında parlak yeşil, kavuniçi ve mor rengini alır. Uçuşları insanı hayrete düşürecek kadar güzel ve zariftir. Kelaynaklar çok sosyaldir, sabahın erken saatlerinde 10-15 km uzaklıktaki beslenme alanlarına gruplar halinde giderler. Uzun ve kıvrık gagalarıyla yiyeceklerini ararlar. Yuvalarını yapma dönemi Şubat-Mart aylarıdır. Yavruları koyu gri renkte olup, yuvada dolaşırken yere düşme tehlikesi yaşarlar. Yumurtadan çıktıktan 2-3 ay sonra palazlanırlar. Erişkin kuşlarla birlikte beslenme alanlarına uçarlar. Kendilerini besleyebilecek duruma gelene kadar anneleri onları 2-3 ay besler. Tek eşli yaşamaları nedeniyle üremeleri çok yavaş olur.Kelaynaklar böceklerden beslenirler.



 Afrika ,Kuzey Sahra çöllerinde kayalıkların uçurumlarında 2-3 yumurta yumurtlayarak ürerler. Böcekler ve diğer küçük yaratıklarla beslenirler. Önceleri Ortadoğu, Kuzey Afrika hatta Avrupa Alplerinde yaygın bulunmaktayken 400 yıl önce burdaki nesilleri tükenmiştir. Kendi mesafe alanında göçmen bir kuştur. Kışı geçirdiği yerler Sudan'ın bir kısmı, EtiyopyaEritre ve belki de Somali' nin bazı yerleri ,Yemen ve Suudi Arabistan'dır. Bu tür şimdi resmi olarak kritik tehlike sınırındadır. Vahşi olarak yaşayan nüfusu 420 olarak tahmin edilmektedir. Ve yaklaşık 1500'ü tutsaktır (2004). Yaşayabilecekleri yerler Fas,Türkiye ve Suriye'dir.
Dünyada sadece Türkiye'de (BirecikUrfa) ve Fas'da koruma altında az sayıda bulunmaktadırlar. Dünya popülasyonları yaklaşık 500 bireydir. Türünün doğal yaşam alanı Alpler'den Kızıldeniz'e, Fas'dan Güneydoğu Anadoluya kadar uzanan geniş bir coğrafyadır. Yanlış tarım politikaları sonucunda kurutulan sulak alanlar ve böcek öldürmek için tarlalarda kullanılan ağır kimyasallar (Özellikle DDT) bu kuşun neslini tükenmenin eşiğine getirmiştir.

Kelaynakların yok olmasının birçok sebebi vardır. Bunların başında avcılık ve beslenme sahalarının azalması gelmektedir. 1950 yılında çekirge salgınına karşı yapılan DDT ilaçlaması Birecik'teki kelaynakların hızla yok olmasına yol açmıştır. Kurtulanlar ise ilacın etkisinden birkaç sene yumurta vermemiştir.
Türkiye ve Suriye' deki kelaynakların (Doğu'daki topluluklar) görünüşleri, Fas'daki kelaynaklardan (Batı'daki topluluklar) farklıdır. Bu iki kelaynak topluluğu arasında davranış farklılıkları da vardır. Fas'daki kelaynaklar göç etmezken Birecik ve Suriye'deki kelaynaklar göç eder.
1954 yılında Birecik'te 600 çiftten fazla ve üreyen bir topluluk vardı. DDT ilacının uygulamasından sonra, 1962 yılında Birecik'te toplam 130 çift kelaynak kalmıştı. 1972'ye kadar bunların hiçbiri yumurtlamamıştır. 1973 yılına gelindiğinde ise 26 çift kelaynak kalmıştı. 1982 yılında ise sadece 17 tane kuş Afrika'dan geri dönmüş ve 6 çift doğal ortamında üremiştir.
Waldrapp Geronticus eremita.jpg1990 yılından sonra, Birecik'te yarı yabani kuşlar üreme dönemine hazırlık için Şubat-Mart aylarında kafeslerinden çıkarılır ve göç zamanına doğruTemmuz-Ağustos tekrar kafeslerine alınırlar. Bu dönem içerisinde kuşlar doğal ortamlarında serbestçe uçup, üreyebilirler. Üreme istasyonunun içindeki kayalıklar ve tahta yuvalarda üreyen kelaynaklara günde iki defa yem verilir. Kuşlar aynı zamanda Fırat'ın kenarındaki sahalara gidip beslenebilirler.

HD Waldrapp.jpg      
Geronticus eremita close up 1.jpg









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder